Sevgili az ve öz takipçilerim, uzun bir ayrılık sonrasında yeni bir yazıya hatta yazı dizisine başlıyorum. Çoğu türk erkeğinin, bazı durumlarda kadınlarımızın bile muzdarip olduğu bu duruma bi parmakta ben atayım, aman pardon basayım diyecektim.
Not: Bu yazı bol miktarda
genelleme içerir, bu genellemelerin dışında muhteşem karakterli ve
kültürlü kadınlarda tanıyorum ama onları size anlatıp nazar olmalarını
istemem.
Ayrıca bu tarz kızlarla çıkmayı ve onlarla seks yapmayı hiç bir erkeğe önermiyorum, sikmeyin çoğalmasınlar soyları kurusun…
İlk konumuz, Bir kıza çıkma teklif ettiğimizde karşılaştığımız tutum ve yanlışlar.
Sevgili okuyucular gerizekalı türk kızına asla, “Sizden oldukça
hoşlandım, acaba tanışıp bir şeyler içebilir miyiz?” demeyeceksiniz!
sizin bu tamamen iyi niyetle söylediğiniz şeyi onlar şöyle anlıyorlar. ”
Seni sikmek istiyorum, penisimi kemer diye belime doladım, hortumdan
sana su içireceğim” doğal olarak siz de hayıırrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
cevabına mahkum oluyorsunuz.
Bu tarz kızlar, insan gibi kendini ifade edebilen gayet modern bir
biçimde karşısındakine yaklaşan kişilerden hoşlanmazlar ve bunları
yanlış anlarlar. Gerizekalı türk kızına çıkma teklif edebilmek için
izleyeceğiniz yol şudur.
Bir ortak arkadaş edinme çabasına girin, ona yakın olan kişinin size
yakın olmasını sağlayın ve bir şekilde onla tanışın, en azından merhaba ,
merhabanız olsun. Muhabbetinizi götüm götüm ilerletin, ve kankası,
kardeşi olun. Gerizekalı türk kızı ona kardeşim diyenleri çok sever,
size her türlü sululuğu yapacaktır ve hayatındaki her şeyi anlatmaya
başlayacaktır. Büyük ihtimalle sevgilisi ya da platoniği vardır, böyle
kızların olmazsa olmazıdır ulaşamayacakları birini kesinlikle severler.
Bu yüzden öncelikle bu sevginin temellerini kazıp içe çökmesini
sağlayacağız. Samimiyetinizi ona belli edin ve şöyle cümleler kurun ”
canım o sana göre değil, o senin mutluluğunu düşünmüyor “, ” o çocuk
öküz ya zaten sevgilileri falan varmış onun bizim angutcan öyle dedi
bana yakın arkadaşıymış” bu o sevginin altını kazar ve size yolu açar.
Güvenini tecelli ettiğinizde ve rolünüzü iyi oynadıgınızda son aşama
olarak kızın ” ben artık rahatım yeaaa kimseyi sevmiyorum, pipican sana
çok güveniyorum süper insansın iyi ki varsın” demesini bekleyeceksiniz.
Bu sözü söylediği anda, voleyi vurmuşsunuz demektir.
Gerizekalı kızımızı alıp bir yemeğe götürüyoruz, orada sohbet
muhabbet ve yemek bitiminde salağımızı eve bırakırken, ” kukucan ben
senden çok hoşlanıyorum, bunu sana söyleyemedim, seni her zaman sevgili
olarak gördüm ve öyle sevdim ” diyeceksiniz ve ona bakıp lütfen bir şey
söyleme zaten bunları sana söylemek beni yeterince utandırdı deyip
ortamdan uzaklaşacaksınız.
Bizim burada yaptığımız olay, gerizekalımızın tek hücreli beynine virüsü
enjekte etmekti, şimdi yayılmasını sizi ve sizin onun için
yaptıklarınızı kendine göre düşünmesini bekleyeceksiniz.
Bu gerizekalı 3 vakte kalmadan, ” Ben de seni çok seviyorum pipican”
deyip size dönecektir. O kardeşim, bacım kankam, onunla asla çıkmam
olayları hep faso fiso…
Çıkma konusunda 1. problemi işledik.
2. Problem ise Babalarının biricik prensesleri, annelerinin bakire rahibeleri, şımarıklığın son sahfasında olan bir gerizekalıyla çıkmak.
Bu kız öyle bir egoya sahiptir ki, evrenin merkezinde sanki o vardır,
tüm evren onun ve onun biricik amcığının etrafında dönüyordur, ondan
baka bir varlığın olması ve onu alt etmesi mümkün değildir. Bu kızla her
şekilde tanısabilirsiniz, ama size önerim öyle bir şekilde tanısın ki
öncelikle egosuna biraz darbe vurun. Dalga geçercesine bir tanışma şekli
iyidir şöyle yapabilirsiniz mesela ” Biraz daha güzel olsaydın seninle
çıkmayı düşünebilirdim.” buna alacağınız tepki ” ayy salaaaaaaaaaaak”
olacaktır fakat bu kalbinizi kırmasın, kıza bel altı vurduk ve böyle
kızlara bel altı vuran pek kişi yoktur. Daha sonra ilk kızımıza
yaptıgımız gibi ortak arkadaşlardan biri aracılığıyla kendisiyle bir
merhaba merhaba olayı yapılır, adınızı öğrenmesi sağlanılır ki zaten siz
varlık olarak ondan 1-0 öndesinizdir.
Bu kızımıza kardeşim, kanka filan demek işe yaramaz zaten öyle şeylere
pek değer vermez, en değerli olan şey kendi olduğu için ona kendinden
daha değerli bir varlık olduğumuzu göstermemiz lazım. Bunun için en
güzel sanatlardan biri olan mübalağa sanatını kullanıyoruz, yani
olayları abartıyoruz. Şu şekilde, diyelimki arkadaşlarınızda tavuk
dönercidesiniz, kıza mesaj atıyorsunuz nasılsın napıyorsun diye, o size
aynı soruyu sordugunda cevabınız tavuk dönercideyiz olmamalı” MidPointte
arkadaşlarla yemek yiyoruz canım, sen de gel istersen görüşürüz ”
diyeceksiniz, diyelim ki babanızla birlikte geziyorsunuz şehir turu
falan atıyorsunuz, aynı sorular cereyan ettiğinde, ” arabamla şehrin
keyfini çıkartmaya çalışıyorum, yaşanmıyor bu şehirde gideceğim
buralardan bunaldım” diyeceksiniz … Aileniz tarafından anlaşılmadığınızı
çok çok çok sevildiğinizi herkes tarafından aşırı ilgiye maruz
kaldığınızı, binlerce kız arkadaşınız oldugunu fakat hiçbirinin
umrunuzda olmadını söylüyorsunuz.
Bu vurdumduymaz, kimseyi umursamayan tavırlarınıza tav olacaktır, çünkü
bu prensescikler her kadın gibi güçlü bir erkek arar ya da kendinden çok
daha değerlisini, ve ona ondan daha değerli olduğunuzu gösterdiğinizde
şişirilme bir prensese sahip olacaksınız.
Size bol memeli, duygu ve kültür adına hiç bir şey barındırmayan sadece sorun içeren ilişkiler dilerim.
Önemli Uyarı: Sevgili
Hemcinslerim ve değerli kadınlar, hepimiz dünya üzerinde yaşamaya
çalışan canlılarız. her şey am göt meme ve yarrak dörtlüsünden ibaret
değil. Tabi bunların güzel şeyler olmadığını söylemiyorum ama bunlar
mutluluk için yeterli şeyler değil. Bir sevgilinizle birlikte olduktan
sonra onunla iki kelam edememenin klasik müzikten, şaraptan, tarihten
siyasetten, sinemadan konuşamanın acı bir şey olduğunu bilmiyor
olabilirsiniz, lakin bu çok acı bir şeydir.
Sevgilinizi alıp evinizin kahve
köşesinde saatlerce muhabbet etmek bir kitap bir karakter, bir olay
hakkında tartışmak zevkli bir şeydir. Tabi bunun için kültür birikimine
ihtiyaç vardır, sakalını, bıyığını kesmeyen, kollarındaki bacaklarındaki
kılları almayıp kendine ” ben kadınım” diyebilen canlıların kitap
okumasını ya da araştırmasını beklemiyorum da, benimki yine de bir
hayal.
Yazının 2. Bölümünde görüşmek üzre canlarım…
“30/05/2011”